Kendini kemençeye adamış bir ruh
röportaj | katerina grigoriadou */* fotoğraf | tasos thomoglou */* redaksiyon | iakovos kagkelidis + aleksandros kogkas */* çeviri | lale alatli
Mattheos’la, şimdi yaşadığı kent olan Selanik’teki Aya Sofya Kilisesi’nin önünde buluştuk. O kocaman, sıcak gülümsemesi ta uzaktan parlıyordu. Gözlerinin içi gülüyordu. İçten, samimi bir gülümseme. Yanında kemençesini de getirmişti. Tellerine dokunarak insanların duygularına dokunduğu kemençesini. Çarşıda gezindik biraz. Marangozhaneler, çiçekçiler derken, Kapani Çarşısı’na vardık. Sokaklarda insanlar onun nazikçe yolunu kesip fotoğraf çektirmek istiyordu.
“Anneme göstermek için… seni çok seviyor da!”
“Hocalarıma minnettarım ve bir müzisyen olarak bugünkü yerime ulaşmamda harcadıkları emeklerin değerinin bilincindeyim.”
“Kemençe sesini bir Hollywood filminde duymak isterdim!”
“Her hayalimizin, her arzu ve umudumuzun gerçekleşeceğine inanmaktan daha güzel bir şey var mı bu hayatta?”